Kazan Şehri
Kazan Tataristan Özerk Cumhuriyeti’nin başkentidir. Nüfusu 1 milyon 138 bindir. Çok modern bir şehirdir. İstanbul, Eskişehir ve Balıkesir, Kazan şehrinin kardeş şehirleridir. Şehrin yüzölçümü 287.8 km² olup 7 belediyesi (rayon) bulunmaktadır. Şehrin uluslararası bir havalimanı, İdil nehri kenarında bir limanı ve Rusya Federasyonu’nun Avrupa kısmını Sibirya’ya bağlayan bir tren istasyonu bulunmaktadır.
Tarih
Şehre adını veren Kazan (Kazanka) nehrinin İdil (Volga) nehriyle birleştiği ve İdil’in bir dirsek şeklini aldığı noktada kurulmuştur. Bölgede bulunan taş devrine ait iskân izleri ve şehrin 7 km. civarında bulunan tunç devri eserleri ile demir devri başlangıcına ait mezarlar bölgenin eski çağlardan beri yerleşim alanı olarak seçildiğini ispatlamaktadır. Kazan şehrinin içinde bulunduğu bu coğrafî bölge, III. yy’dan itibaren de çeşitli Türk devletlerinin hakimiyet sahası içine girmeye başlamıştır.
Kazan, 1437-1552 yılları arasında Kazan Hanlığı’nın başkenti, 1708-1920 yılları arasında Kazan Vilayetinin (guberniya) merkezi, 27 Mayıs 1920’de Tataristan Muhtar Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti’nin, 30 Ağustos 1990’da Tataristan Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti’nin, 7 Şubat 1992’den itibaren de Rusya Federasyonu’na bağlı Tataristan Cumhuriyeti’nin başkenti oldu.
İdil Bulgar Devleti’nin Abdullah Han zamanında inkıraza uğraması ile hanın iki oğlu Alimbek ve Altınbek, Kazan nehri boyuna gelerek Eski Kazan olarak adlandırılan şehri kurdular. Bu şehir bugünkü Kazan şehrinin 45 km daha yukarısında yer alıyordu. Şehir daha sonraki tarihlerde İdil ırmağının ağzına taşındı ve bugün Kazan olarak isimlendirilen şehir kurulmuş oldu. Şehrin adının
Kazan nehrinden geldiği bilinmekle beraber Kazan nehrine bu ismin neden verildiği bilinmiyor. V. Radloff, M. Hudyakov, A. N. Sergeev, P. İ. Riçkov, A. B. Taymas, N. Bajenov, M. Penigen, M. S. Şpilevskiy ve E. G. Buşkanets, Kazan isminin Kazan nehrinden geldiğini, Kazan nehrine de bu ismin dibindeki derin çukurlardan dolayı verildiğini yazmaktadırlar. K. Fuks, A. S. Dubrovin, Ş. Mercanî ve N. P. Zagoskin, Kazan şehrini Kazan Han ya da Kazan isimli bir şahsın kurduğunu ve şehre bu nedenle Kazan isminin verildiğini iddia etmektedirler.
Altın Ordu devletinin dağılmasından sonra 1437 yılında kurulan Kazan Hanlığı’nın başkenti olan Kazan, bu tarihten itibaren önemli bir ticaret merkezi oldu. Sibirya ve Orta Asya’ya ulaşım yolları üzerinde bulunması, bölgede yaz aylarında kurulan panayırlar, şehrin ticarî ve siyasî önemini arttırdı. Şehir kısa bir sürede cami, saray, medrese gibi çeşitli İslamî eserlerle tezyin edildi ve İdil-Ural bölgesinin en önemli şehirlerinden biri haline geldi. Ancak hanlıktaki iç çekişmeler ve yoğun Rus baskısı neticesinde şehir 1552 yılında Rusların eline geçti. Şehirde bulunan Han Sarayı, Nur Ali ve Kul Şerif camileri, Han Mezarlığı gibi pek çok İslamî eser ortadan kaldırıldı. Sadece bugün de sağlam durmakta olan Süyüm Bike minaresine dokunulmadı. Kırmızı tuğladan yapılmış 53 metre yüksekliğindeki bu minare, Kazan kalesinin de içinde bulunduğu şehrin en yüksek noktasına inşa edilmiştir. Bugün Kremlin olarak adlandırılan bu bölge, 2001 yılında UNESCO tarafından “tarihi miras” olarak kabul edildi. 1998 yılında buraya Kul Şerif adında dört minareli bir cami inşasına başlanıldı.
Kazan 1552 yılından sonra islamî şehir kimliğini kaybederek bir hıristiyan şehri kimliğine büründü ve 19. yy’ın ikinci yarısına kadar bu özelliğini korudu. Kazan’ın Rus hakimiyetine geçmesinden sonra Çarlık Rusyası ilk defa Müslüman tebaa ile karşılaştı. İdareciler imparatorluğun bu yeni tebaasını hıristiyan yapmak suretiyle daha iyi bir Rus tebaasına dönüştürmek için 1555 yılında Kazan’da bir piskoposlukla kurdular. Piskopos Guriy 1555-1576 yılları arasında büyük bir hıristiyanlaştırma başlattı. Kazan piskoposluğu devletin de yardımıyla kısa sürede İdil-Ural bölgesinin en önemli misyoner merkezlerinden biri haline getirildi. Müslüman tebaa zorla ve çeşitli vaatlerle hıristiyan olmaya zorlandı. Kazan ve bölgesine Rus nüfusun yerleştirilmesi, dinlerini değiştirmeleri için yapılan baskılar Tatarları 1556′da isyana sürükledi. Ancak isyan kısa sürede bastırıldı ve din değiştirmeyenlerin şehir surları içinde yaşamaları yasaklandı. Müslümanlar şehrin dışına çıktı ve bugün de Eski Tatar Mahallesi olarak bilinen yeni bir mahalle kurdular. 19. yy’ın sonuna kadar Kazan’daki hıristiyan ve müslümanlar ayrı mahallelerde ve köylerde yaşıyorlardı. Kazan 1552-1829 tarihleri arasında 9 büyük yangın geçirdi. 24 Ağustos 1829 tarihindeki yangında 9 kilise ve 1309 ev yandı. 1714 yılında Zuye, Viyatka, Kongor, Simbir ve Penza şehirlerini içine alan Kazan eyaleti teşkil edildi. 1722 yılında Çar I. Petro Kazan’ı ziyaret etti, bu ziyaretten sonra şehrin ticarî ve sosyal önemi artmaya başladı. Çarın emriyle şehirde askerler için kundura ve nehir gemileri yapan fabrikalar kuruldu. 1726’da Duhovni Seminariya açıldı. 1758 yılında ilk erkek lisesi (gimnazyum) açıldı. Çariçe II. Katerina 1767 yılında Kazan’ı ziyaret etti. Bu ziyaret sırasında müslümanlar kendisine müracaat ederek cami yapımı için izin istediler. II. Katerina’nın verdiği izinle müslümanlar Kazan’ın Ruslar tarafından fethinden sonra ilk camiyi 1766 yılında inşa ettiler. Bu cami bugün Mercanî camisi olarak bilinmektedir. Şehirdeki ikinci cami 1768 yılında Apanayev ailesi tarafından yaptırıldı. 1771 yılında Ahundov ve Apanay medreseleri açıldı. 1774 yılında İdil-Ural bölgesinde çarlığa karşı büyük bir isyan girişimi başlatan Pugaçev, Kazan’ı ele geçirdi. İsyan sırasında şehirde çıkan yangın üç gün devam etti. Tarihi yapıların çoğu bu yangın sırasında yok oldu, sadece şehrin kalesi sağlam kaldı. Bu isyan girişiminin bastırılmasından sonra yeniden Kazan’ın imarına başlandı. 1791’de ilk Rus tiyatrosu, 1786’da barut fabrikası ve 1797’de Duhovni Akademi açıldı. 1785 yılında yeni arazi düzenlemesi sırasında İdil ve Kama nehirleri arasındaki yerler Kazan eyaletine bağlandı. 1804 yılında Kazan Üniversitesi açıldı. Bugün halâ hizmet vermekte olan üniversitenin ana binası 1805-1814 yılları arasında inşa edildi. 1800 yılında şehirde ilk matbaa, 1809 yılında üniversite matbaası, 1811 yılında da
ilk kitap mağazası açıldı. Kazan’da Şark Matbaası (Azyatiski Tipografiya) isimli ilk Arap harfli matbaa da yine 1800 yılında açıldı. Bu matbaada 1802-1810 tarihleri arasında 50 bine yakın çeşitli dini kitaplar ve Kur’an basıldı. İkinci Arap harfli matbaa 1802 yılında Kaan Üniversitesi’nde açıldı. Bu iki matbaa 1829 yılında birleştirildi. Haritanov Matbaası, Kazan’daki Arap harfli matbaaların en iyilerinden biri idi. Bu matbaada 1909 yılına kadar 2 milyon civarında İslamî eser basıldı. Sibirya’nın yerleşime açılmasından sonra şehrin ticari önemi daha da arttı. XX. yy’da Kazan, Rusya İmparatorluğu’nun en önemli ticaret ve kültür merkezlerinden biri durumuna geldi. 2 Ocak 1848’de ilk banka, 24 Mayıs 1850’de ilk kız lisesi, 1860’da ilk deri fabrikası (Alafuzov), 1865’de şehir kütüphanesi, 1876’da Tatar Öğretmen Okulu, 1881 ilk müzik okulu açıldı. Şehrin en büyük kütüphanesi olan Kazan Devlet Üniversitesi Kütüphanesi (Nauçnaya Biblioteka İmeni N. İ. Lobaçevskogo) 1814 yılından itibaren kitap toplamaya başladı. 1907 yılında 18.508 kişinin istifade ettiği kütüphanede 160 bin cilt kitap bulunuyordu. 1997 sayımına göre kütüphanede 4.700 bin cilt kitap
bulunmaktadır. Bu kitapların 153 bin cildi Tatarca, 23 bin cildi de Arap harfli matbu ve el yazmasıdır. Şehirdeki diğer bir önemli kütüphane de Tataristan Milli Kütüphanesi’dir. Bu kütüphanede de 3.700 bin cilt kitap bulunmaktadır ve bunların 80 bin cildi Tatarcadır.
Kazan 27 Mayıs 1920’de kurulan Tataristan Muhtar Cumhuriyeti’nin başkenti olduktan sonra hızla gelişmeye başladı. 1926’da yolcu otobüsleri çalışmaya başladı. 1928’de kanalizasyon inşasına ve yeni konut yapımına başlandı. 1932 yılında havacılık enstitüsü ve sinema filmi üreten bir fabrika açıldı. 13 Nisan 1945’de Rusya İlimler Akademisi’nin Kazan şubesi açıldı. 1954 yılında şehre doğal gaz boru hatları döşenmeye başladı. Kazan Üniversitesi, Pedagoji Üniversitesi, Teknik Üniversite, Konservatuar ve çeşitli yüksek okullar, şehirdeki en önemli öğretim kurumlardır. İlimler Akademisi’ne bağlı çeşitli enstitüler de üniversite sonrası eğitim verilmektedir. Galiasker Kemal, Kerim Tinçurin, Musa Celil, Kaçalov drama tiyatrosu şehirdeki en büyük tiyatrolardır.
Tukay, Lenin, Musa Celil, Gorki ve Devlet Müzesi (700 bin parça koleksiyonu bulunmaktadır) şehirdeki önemli müzelerdir. Komünist dönemde inşa edilen yeni üniversite binaları, parlamento binası, sirk ve Tataristan oteli şehirdeki görkemli yapılardan bazılardır.1990’dan sonra Türkler tarafından inşa edilen spor sarayı, pramit (eğlence merkezi), Safar oteli ve filarmoni salonu şehirdeki modern yapılardan bazılardır. Ayrıca 1990’dan sonra Kazan’ın hemen hemen her mahallesinde inşa edilmeye başlayan değişik mimarideki küçük camiler ve kiliseler de şehre çok dinli bir kimlik vermiştir. Devlet müzesi, Tukay müzesi, Milli Kütüphane binası, opera binası, Mercanî, Apanay, Burnay, Ecim (Azimov), Peçen Pazarı ve Sultan camileri ile St. Pavel ve St Pyotr kiliseleri, Kazan’daki önemli tarihî eserlerdir.
Nüfusu
2010 nüfus sayımına göre şehirde 1.161.308 kişi yaşamaktadır (Şehirde 1897’de 130.000, 1923’de 158.000, 1939’da 406.000, 1959’da 667.000, 1970’de 869.000 kişi yaşıyordu). Nüfusun % 47,6 Tatar, % 48,6 Rus, ayrıca Başkurt, Çuvaş, Mari, Mordvin ve Udmurt gibi değişik etnik gruplar da yaşamaktadır.
Ekonomi
Kazan’da uçak, helikopter, optik aletler, tıbbi cihazlar, petro-kimya, kompresör, doğal gaz aletleri, ayakkabı, deri, sabun, kürk ve kimyasal madde üreten çok sayıda fabrika bulunmaktadır. Ayrıca pamuklu dokuma, çikolata ve gıda üretimi de yapılmaktadır. Eski SSCB’nin bütün şehirlerinde olduğu gibi Kazan’da da konutlar şehrin dışında, paralel ve dikey olarak planlanmış geniş ve uzun caddelerin kenarlarına inşa edilmiştir. Şehirdeki bütün konutlar merkezi sitemle ısıtılmakta ve sıcak su verilmektedir. Ulaşım tramyav, troleybüs ve otobüslerle sağlanmakta olup 1998 yılında metro inşasına başlanmıştır.
Gezilebilecek Yerler
Tatar hanlarının saraylarını, idare binalarını, cami ve medreseleri, bey konaklarını barındıran Kazan Kalesi, Ruslar tarafından yıkıldı ve daha sonra Kremlin adıyla yeniden inşa edildi. Ahşap surların yerine, yeni surlar yapıldı.
O devirden günümüze ayakta kalmayı başarabilen bir tek Süyümbike Kulesi oldu. Yedi katlı ve 75 metre olan bu kule, son Tatar hanlarından Sefa Giray’ın hatunu Süyümbike adına inşa edilmiş. Kulenin hemen ardında Tatar kaanlarına ait mozoleler de görülebilir.
Kul Şerif Camii, Kazan Hanlığı’nın en görkemli yapısıydı. Mimari olarak o kadar eşsizdi ki, Ruslar Moskova’daki ünlü rengârenk Vasili Kilisesi’ni bu camiyi örnek alarak inşa etti. Cami, şehri işgal eden Korkunç İvan tarafından yıkılmıştı. Şimdi Kremlin’in duvarlarının ardında yükselen sekiz minareli Kul Şerif Camii, birkaç yıl önce eskisinin yerine Tataristan’ın simgesi olarak inşa
edildi.
İdil (Volga) Nehri, Kazan’ı taçlandıran bir su cenneti. Şehrin çevresindeki diğer nehirler, göller, barajlar da hesaba katılırsa Kazan için suların labirentinde bir şehir denebilir. Tatarların “İtil Suu” dediği Volga, birçok noktada güzel kent manzarası sunuyor.
Kültür ve Eğlence
Kazan, kültürü ve mimarisiyle Tataristan’ın bir simgesi. Tarihi 1000 yıl geriye gittiği ve o dönemde Rus kenti bulunmadığı düşünülürse, ne kadar köklü bir kültür yaşattığı anlaşılabilir. Tarihçiler, kenti kuranların Türk boylarından Kıpçaklar ve Bulgarlar olduğu üzerinde hemfikir.
Tatarlar, Rus devriminin ilk yıllarında, 1923 yılında İslam’ın bu topraklara girişinin 1000. yılını coşkuyla kutlamışlardı. O yıllarda Bolşevik Partisi, Tatarlara ihtiyaç duyduğundan daha yumuşaktı. Ancak sonraları bağımsızlık üzerine büyük bir baskı kuruldu.
Her şeye rağmen Kazan’ın kimliğini korumasını sağlayan, Moskova ve Petersburg üniversitelerinden sonra Rusya’nın üçüncü büyük üniversitesi Kazan’ın, Tatar aydınlanmasını desteklemesi oldu. Kazan Üniversitesi dinde reformdan kadın haklarına, bilimden laikliğe her alanda düşünme ve tartışma olanakları sundu. Kazanlı düşünür ve öğretmenler, Rusya’daki tüm Müslümanların siyasi ve kültürel liderliğini üstlendiler.
Kazan’da eğlence denince akla daha çok Rus tarzı geliyor. Kentin merkez caddesi Bauman eğlencenin de merkezi. Gerek cadde boyunca, gerekse onu kesen sokaklarda pek çok gece kulübü ve disko bulunuyor. Genç nüfusun yoğun olduğu Kazan’da özellikle diskolar rağbet görüyor. Gece yarısına kadar kafelerde de hareketlilik yaşanıyor. Cadde üzerinde sokak ressamları ve müzisyenler görmek mümkün.
Yeme İçme
Tataristan denince akla ilk gelen yemek tabii ki Tatar böreği. Türkiye’deki çiğ böreğe benzeyen Tatar böreğini, Kazan’ın her yerinde yiyebilirsiniz. Ancak, burada yiyeceğiniz benzerlerinden çok daha lezzetli. Bunun da sebebi böreğin içindeki et oranının benzerlerinden daha fazla olması.
Tataristan’a özel bir diğer yemek, Tatar mantısı. Bu da tanıdık gelse de lezzeti ülkemizden çok daha farklı. Kazan’ın milli tatlısı olarak bilinen “çaççak” da mutlaka tadılması gerekenlerden. Yine bir tatlı olan “müftü salatası” da Kazan’da yenebilir. Tüm yemekler oldukça ucuz. Bunlar dışında Rus yemekleri de mönülerde yoğun olarak yer alıyor.
Alışveriş
Bauman caddesi Kazan’ın en hareketli, en gösterişli, en parlak mekânı. Ünlü markalar, sosyete butikleri, pahalı ne varsa bu caddede yer alıyor. Bu mağazalarda Türkiye’den giden mallar bulmak mümkün.
Tarih
Şehre adını veren Kazan (Kazanka) nehrinin İdil (Volga) nehriyle birleştiği ve İdil’in bir dirsek şeklini aldığı noktada kurulmuştur. Bölgede bulunan taş devrine ait iskân izleri ve şehrin 7 km. civarında bulunan tunç devri eserleri ile demir devri başlangıcına ait mezarlar bölgenin eski çağlardan beri yerleşim alanı olarak seçildiğini ispatlamaktadır. Kazan şehrinin içinde bulunduğu bu coğrafî bölge, III. yy’dan itibaren de çeşitli Türk devletlerinin hakimiyet sahası içine girmeye başlamıştır.
Kazan, 1437-1552 yılları arasında Kazan Hanlığı’nın başkenti, 1708-1920 yılları arasında Kazan Vilayetinin (guberniya) merkezi, 27 Mayıs 1920’de Tataristan Muhtar Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti’nin, 30 Ağustos 1990’da Tataristan Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti’nin, 7 Şubat 1992’den itibaren de Rusya Federasyonu’na bağlı Tataristan Cumhuriyeti’nin başkenti oldu.
İdil Bulgar Devleti’nin Abdullah Han zamanında inkıraza uğraması ile hanın iki oğlu Alimbek ve Altınbek, Kazan nehri boyuna gelerek Eski Kazan olarak adlandırılan şehri kurdular. Bu şehir bugünkü Kazan şehrinin 45 km daha yukarısında yer alıyordu. Şehir daha sonraki tarihlerde İdil ırmağının ağzına taşındı ve bugün Kazan olarak isimlendirilen şehir kurulmuş oldu. Şehrin adının
Kazan nehrinden geldiği bilinmekle beraber Kazan nehrine bu ismin neden verildiği bilinmiyor. V. Radloff, M. Hudyakov, A. N. Sergeev, P. İ. Riçkov, A. B. Taymas, N. Bajenov, M. Penigen, M. S. Şpilevskiy ve E. G. Buşkanets, Kazan isminin Kazan nehrinden geldiğini, Kazan nehrine de bu ismin dibindeki derin çukurlardan dolayı verildiğini yazmaktadırlar. K. Fuks, A. S. Dubrovin, Ş. Mercanî ve N. P. Zagoskin, Kazan şehrini Kazan Han ya da Kazan isimli bir şahsın kurduğunu ve şehre bu nedenle Kazan isminin verildiğini iddia etmektedirler.
Altın Ordu devletinin dağılmasından sonra 1437 yılında kurulan Kazan Hanlığı’nın başkenti olan Kazan, bu tarihten itibaren önemli bir ticaret merkezi oldu. Sibirya ve Orta Asya’ya ulaşım yolları üzerinde bulunması, bölgede yaz aylarında kurulan panayırlar, şehrin ticarî ve siyasî önemini arttırdı. Şehir kısa bir sürede cami, saray, medrese gibi çeşitli İslamî eserlerle tezyin edildi ve İdil-Ural bölgesinin en önemli şehirlerinden biri haline geldi. Ancak hanlıktaki iç çekişmeler ve yoğun Rus baskısı neticesinde şehir 1552 yılında Rusların eline geçti. Şehirde bulunan Han Sarayı, Nur Ali ve Kul Şerif camileri, Han Mezarlığı gibi pek çok İslamî eser ortadan kaldırıldı. Sadece bugün de sağlam durmakta olan Süyüm Bike minaresine dokunulmadı. Kırmızı tuğladan yapılmış 53 metre yüksekliğindeki bu minare, Kazan kalesinin de içinde bulunduğu şehrin en yüksek noktasına inşa edilmiştir. Bugün Kremlin olarak adlandırılan bu bölge, 2001 yılında UNESCO tarafından “tarihi miras” olarak kabul edildi. 1998 yılında buraya Kul Şerif adında dört minareli bir cami inşasına başlanıldı.
Kazan 1552 yılından sonra islamî şehir kimliğini kaybederek bir hıristiyan şehri kimliğine büründü ve 19. yy’ın ikinci yarısına kadar bu özelliğini korudu. Kazan’ın Rus hakimiyetine geçmesinden sonra Çarlık Rusyası ilk defa Müslüman tebaa ile karşılaştı. İdareciler imparatorluğun bu yeni tebaasını hıristiyan yapmak suretiyle daha iyi bir Rus tebaasına dönüştürmek için 1555 yılında Kazan’da bir piskoposlukla kurdular. Piskopos Guriy 1555-1576 yılları arasında büyük bir hıristiyanlaştırma başlattı. Kazan piskoposluğu devletin de yardımıyla kısa sürede İdil-Ural bölgesinin en önemli misyoner merkezlerinden biri haline getirildi. Müslüman tebaa zorla ve çeşitli vaatlerle hıristiyan olmaya zorlandı. Kazan ve bölgesine Rus nüfusun yerleştirilmesi, dinlerini değiştirmeleri için yapılan baskılar Tatarları 1556′da isyana sürükledi. Ancak isyan kısa sürede bastırıldı ve din değiştirmeyenlerin şehir surları içinde yaşamaları yasaklandı. Müslümanlar şehrin dışına çıktı ve bugün de Eski Tatar Mahallesi olarak bilinen yeni bir mahalle kurdular. 19. yy’ın sonuna kadar Kazan’daki hıristiyan ve müslümanlar ayrı mahallelerde ve köylerde yaşıyorlardı. Kazan 1552-1829 tarihleri arasında 9 büyük yangın geçirdi. 24 Ağustos 1829 tarihindeki yangında 9 kilise ve 1309 ev yandı. 1714 yılında Zuye, Viyatka, Kongor, Simbir ve Penza şehirlerini içine alan Kazan eyaleti teşkil edildi. 1722 yılında Çar I. Petro Kazan’ı ziyaret etti, bu ziyaretten sonra şehrin ticarî ve sosyal önemi artmaya başladı. Çarın emriyle şehirde askerler için kundura ve nehir gemileri yapan fabrikalar kuruldu. 1726’da Duhovni Seminariya açıldı. 1758 yılında ilk erkek lisesi (gimnazyum) açıldı. Çariçe II. Katerina 1767 yılında Kazan’ı ziyaret etti. Bu ziyaret sırasında müslümanlar kendisine müracaat ederek cami yapımı için izin istediler. II. Katerina’nın verdiği izinle müslümanlar Kazan’ın Ruslar tarafından fethinden sonra ilk camiyi 1766 yılında inşa ettiler. Bu cami bugün Mercanî camisi olarak bilinmektedir. Şehirdeki ikinci cami 1768 yılında Apanayev ailesi tarafından yaptırıldı. 1771 yılında Ahundov ve Apanay medreseleri açıldı. 1774 yılında İdil-Ural bölgesinde çarlığa karşı büyük bir isyan girişimi başlatan Pugaçev, Kazan’ı ele geçirdi. İsyan sırasında şehirde çıkan yangın üç gün devam etti. Tarihi yapıların çoğu bu yangın sırasında yok oldu, sadece şehrin kalesi sağlam kaldı. Bu isyan girişiminin bastırılmasından sonra yeniden Kazan’ın imarına başlandı. 1791’de ilk Rus tiyatrosu, 1786’da barut fabrikası ve 1797’de Duhovni Akademi açıldı. 1785 yılında yeni arazi düzenlemesi sırasında İdil ve Kama nehirleri arasındaki yerler Kazan eyaletine bağlandı. 1804 yılında Kazan Üniversitesi açıldı. Bugün halâ hizmet vermekte olan üniversitenin ana binası 1805-1814 yılları arasında inşa edildi. 1800 yılında şehirde ilk matbaa, 1809 yılında üniversite matbaası, 1811 yılında da
ilk kitap mağazası açıldı. Kazan’da Şark Matbaası (Azyatiski Tipografiya) isimli ilk Arap harfli matbaa da yine 1800 yılında açıldı. Bu matbaada 1802-1810 tarihleri arasında 50 bine yakın çeşitli dini kitaplar ve Kur’an basıldı. İkinci Arap harfli matbaa 1802 yılında Kaan Üniversitesi’nde açıldı. Bu iki matbaa 1829 yılında birleştirildi. Haritanov Matbaası, Kazan’daki Arap harfli matbaaların en iyilerinden biri idi. Bu matbaada 1909 yılına kadar 2 milyon civarında İslamî eser basıldı. Sibirya’nın yerleşime açılmasından sonra şehrin ticari önemi daha da arttı. XX. yy’da Kazan, Rusya İmparatorluğu’nun en önemli ticaret ve kültür merkezlerinden biri durumuna geldi. 2 Ocak 1848’de ilk banka, 24 Mayıs 1850’de ilk kız lisesi, 1860’da ilk deri fabrikası (Alafuzov), 1865’de şehir kütüphanesi, 1876’da Tatar Öğretmen Okulu, 1881 ilk müzik okulu açıldı. Şehrin en büyük kütüphanesi olan Kazan Devlet Üniversitesi Kütüphanesi (Nauçnaya Biblioteka İmeni N. İ. Lobaçevskogo) 1814 yılından itibaren kitap toplamaya başladı. 1907 yılında 18.508 kişinin istifade ettiği kütüphanede 160 bin cilt kitap bulunuyordu. 1997 sayımına göre kütüphanede 4.700 bin cilt kitap
bulunmaktadır. Bu kitapların 153 bin cildi Tatarca, 23 bin cildi de Arap harfli matbu ve el yazmasıdır. Şehirdeki diğer bir önemli kütüphane de Tataristan Milli Kütüphanesi’dir. Bu kütüphanede de 3.700 bin cilt kitap bulunmaktadır ve bunların 80 bin cildi Tatarcadır.
Kazan 27 Mayıs 1920’de kurulan Tataristan Muhtar Cumhuriyeti’nin başkenti olduktan sonra hızla gelişmeye başladı. 1926’da yolcu otobüsleri çalışmaya başladı. 1928’de kanalizasyon inşasına ve yeni konut yapımına başlandı. 1932 yılında havacılık enstitüsü ve sinema filmi üreten bir fabrika açıldı. 13 Nisan 1945’de Rusya İlimler Akademisi’nin Kazan şubesi açıldı. 1954 yılında şehre doğal gaz boru hatları döşenmeye başladı. Kazan Üniversitesi, Pedagoji Üniversitesi, Teknik Üniversite, Konservatuar ve çeşitli yüksek okullar, şehirdeki en önemli öğretim kurumlardır. İlimler Akademisi’ne bağlı çeşitli enstitüler de üniversite sonrası eğitim verilmektedir. Galiasker Kemal, Kerim Tinçurin, Musa Celil, Kaçalov drama tiyatrosu şehirdeki en büyük tiyatrolardır.
Tukay, Lenin, Musa Celil, Gorki ve Devlet Müzesi (700 bin parça koleksiyonu bulunmaktadır) şehirdeki önemli müzelerdir. Komünist dönemde inşa edilen yeni üniversite binaları, parlamento binası, sirk ve Tataristan oteli şehirdeki görkemli yapılardan bazılardır.1990’dan sonra Türkler tarafından inşa edilen spor sarayı, pramit (eğlence merkezi), Safar oteli ve filarmoni salonu şehirdeki modern yapılardan bazılardır. Ayrıca 1990’dan sonra Kazan’ın hemen hemen her mahallesinde inşa edilmeye başlayan değişik mimarideki küçük camiler ve kiliseler de şehre çok dinli bir kimlik vermiştir. Devlet müzesi, Tukay müzesi, Milli Kütüphane binası, opera binası, Mercanî, Apanay, Burnay, Ecim (Azimov), Peçen Pazarı ve Sultan camileri ile St. Pavel ve St Pyotr kiliseleri, Kazan’daki önemli tarihî eserlerdir.
Nüfusu
2010 nüfus sayımına göre şehirde 1.161.308 kişi yaşamaktadır (Şehirde 1897’de 130.000, 1923’de 158.000, 1939’da 406.000, 1959’da 667.000, 1970’de 869.000 kişi yaşıyordu). Nüfusun % 47,6 Tatar, % 48,6 Rus, ayrıca Başkurt, Çuvaş, Mari, Mordvin ve Udmurt gibi değişik etnik gruplar da yaşamaktadır.
Ekonomi
Kazan’da uçak, helikopter, optik aletler, tıbbi cihazlar, petro-kimya, kompresör, doğal gaz aletleri, ayakkabı, deri, sabun, kürk ve kimyasal madde üreten çok sayıda fabrika bulunmaktadır. Ayrıca pamuklu dokuma, çikolata ve gıda üretimi de yapılmaktadır. Eski SSCB’nin bütün şehirlerinde olduğu gibi Kazan’da da konutlar şehrin dışında, paralel ve dikey olarak planlanmış geniş ve uzun caddelerin kenarlarına inşa edilmiştir. Şehirdeki bütün konutlar merkezi sitemle ısıtılmakta ve sıcak su verilmektedir. Ulaşım tramyav, troleybüs ve otobüslerle sağlanmakta olup 1998 yılında metro inşasına başlanmıştır.
Gezilebilecek Yerler
Tatar hanlarının saraylarını, idare binalarını, cami ve medreseleri, bey konaklarını barındıran Kazan Kalesi, Ruslar tarafından yıkıldı ve daha sonra Kremlin adıyla yeniden inşa edildi. Ahşap surların yerine, yeni surlar yapıldı.
O devirden günümüze ayakta kalmayı başarabilen bir tek Süyümbike Kulesi oldu. Yedi katlı ve 75 metre olan bu kule, son Tatar hanlarından Sefa Giray’ın hatunu Süyümbike adına inşa edilmiş. Kulenin hemen ardında Tatar kaanlarına ait mozoleler de görülebilir.
Kul Şerif Camii, Kazan Hanlığı’nın en görkemli yapısıydı. Mimari olarak o kadar eşsizdi ki, Ruslar Moskova’daki ünlü rengârenk Vasili Kilisesi’ni bu camiyi örnek alarak inşa etti. Cami, şehri işgal eden Korkunç İvan tarafından yıkılmıştı. Şimdi Kremlin’in duvarlarının ardında yükselen sekiz minareli Kul Şerif Camii, birkaç yıl önce eskisinin yerine Tataristan’ın simgesi olarak inşa
edildi.
İdil (Volga) Nehri, Kazan’ı taçlandıran bir su cenneti. Şehrin çevresindeki diğer nehirler, göller, barajlar da hesaba katılırsa Kazan için suların labirentinde bir şehir denebilir. Tatarların “İtil Suu” dediği Volga, birçok noktada güzel kent manzarası sunuyor.
Kültür ve Eğlence
Kazan, kültürü ve mimarisiyle Tataristan’ın bir simgesi. Tarihi 1000 yıl geriye gittiği ve o dönemde Rus kenti bulunmadığı düşünülürse, ne kadar köklü bir kültür yaşattığı anlaşılabilir. Tarihçiler, kenti kuranların Türk boylarından Kıpçaklar ve Bulgarlar olduğu üzerinde hemfikir.
Tatarlar, Rus devriminin ilk yıllarında, 1923 yılında İslam’ın bu topraklara girişinin 1000. yılını coşkuyla kutlamışlardı. O yıllarda Bolşevik Partisi, Tatarlara ihtiyaç duyduğundan daha yumuşaktı. Ancak sonraları bağımsızlık üzerine büyük bir baskı kuruldu.
Her şeye rağmen Kazan’ın kimliğini korumasını sağlayan, Moskova ve Petersburg üniversitelerinden sonra Rusya’nın üçüncü büyük üniversitesi Kazan’ın, Tatar aydınlanmasını desteklemesi oldu. Kazan Üniversitesi dinde reformdan kadın haklarına, bilimden laikliğe her alanda düşünme ve tartışma olanakları sundu. Kazanlı düşünür ve öğretmenler, Rusya’daki tüm Müslümanların siyasi ve kültürel liderliğini üstlendiler.
Kazan’da eğlence denince akla daha çok Rus tarzı geliyor. Kentin merkez caddesi Bauman eğlencenin de merkezi. Gerek cadde boyunca, gerekse onu kesen sokaklarda pek çok gece kulübü ve disko bulunuyor. Genç nüfusun yoğun olduğu Kazan’da özellikle diskolar rağbet görüyor. Gece yarısına kadar kafelerde de hareketlilik yaşanıyor. Cadde üzerinde sokak ressamları ve müzisyenler görmek mümkün.
Yeme İçme
Tataristan denince akla ilk gelen yemek tabii ki Tatar böreği. Türkiye’deki çiğ böreğe benzeyen Tatar böreğini, Kazan’ın her yerinde yiyebilirsiniz. Ancak, burada yiyeceğiniz benzerlerinden çok daha lezzetli. Bunun da sebebi böreğin içindeki et oranının benzerlerinden daha fazla olması.
Tataristan’a özel bir diğer yemek, Tatar mantısı. Bu da tanıdık gelse de lezzeti ülkemizden çok daha farklı. Kazan’ın milli tatlısı olarak bilinen “çaççak” da mutlaka tadılması gerekenlerden. Yine bir tatlı olan “müftü salatası” da Kazan’da yenebilir. Tüm yemekler oldukça ucuz. Bunlar dışında Rus yemekleri de mönülerde yoğun olarak yer alıyor.
Alışveriş
Bauman caddesi Kazan’ın en hareketli, en gösterişli, en parlak mekânı. Ünlü markalar, sosyete butikleri, pahalı ne varsa bu caddede yer alıyor. Bu mağazalarda Türkiye’den giden mallar bulmak mümkün.
|
|
|